Konyaspor-Galatasaray maçının hakemi Tugay Kaan Numanoğlu'nun karnesi! Tugay Kaan Numanoğlu kimdir? - Galatasaray (GS) Haberleri - Spor

hentbol ne zaman başladı hırvatistan basketbol ligi hentbol yapışkanı2024-10-07 • 2:59

Ülke futbolunda sorunları sıralamaya başladığımızda şüphesiz uzun bir liste elde ediyoruz. Bu kadar yapısal problemler varken de az sonra size anlatmaya çalışacağım problem de size fazla önemli gelmeyebilir. Ama bana inanın yapısal problemlerin çözülmesi için halktan güçlü bir talep gelmesini engelleyen bir durumu izah edeceğim size. “ORTAM SANKİ BEDLAM AKIL HASTANESİ” Türk futbol taraftarlarında son yıllarda yöneticilerin ve sorumsuz medya mensuplarının peşinde yaşanan gerçeklikten kopma durumu bambaşka bir seviyeye ulaşmış durumda. Büyük büyük kitleler tek bir ağızdan konuşuyor,ıTotemibıhentbol nasıl oynanır insanların doğru yanlış dengesi altüst oluyor. Gözüyle gördüğü detayı bile kendi takımına yarayacak şekilde yorumluyor. Kimseye faydası olmayan fakat maalesef her yerde kullanılabilen argümanlarından biri olan “Siz de şurada şunu yaptınız, size de şurada şu yapıldı” tarzının da günlük hayatımıza tamamen işlemesiyle Türk futbol ikliminin her geçen gün biraz da ‘Bedlam Akıl Hastanesi’ne dönüştüğünü pek tabii söyleyebiliriz. “BAŞKANLARIN, YÖNETİCİLERİN DAHİ DİLİNDEN DÜŞMÜYOR” Buradaki bu gerçeklikten kopuklukla paralel olarak yükselen bir konu da totem konusu. Hayatımıza masum bir şekilde “şans getiren” eylemler olarak giren bu kelime artık insanları hayatlarını etkiler, bu inanışlara göre hareket eder hale getirdi. Totem konusuna olan bağımlılığın bu denli artması manevi boşluk, zihnen gerçeklikten kopma ve insanların kendilerini dünyanın merkezinde sanması hisleriyle alakalı. Koskoca kulüp başkanlarının, yöneticilerinin bile dillendirmekten hiç çekinmediği bu totem konusu bir geyik muhabbetinin ötesine gittiği anda probleme dönüşüyor. Durduk yere bu konuya girmedim. Elbette sahada fazlasıyla yer alan biri olarak uzun bir gözlemlememin sonucu bunlar. Giyeceği elbiseden, yürüyeceği yola, yanındaki insandan yediği yemeğe kadar milyonlarca kişiye hitap eden camiaların kaderlerinin bir kişinin yapıp yapmayacağı bu tarz şeylere bağlı olduğunu bu denli düşünmek maalesef biraz sorunlu bir ruh hali… “BÜYÜK VE KÖKLÜ KULÜPLERİ GELENEKLERİ GÜÇLENDİRİR” Bu artan “totem bağımlılığı” futbol iklimimizin gelişmesinin önünde de bir engel… Kulüpçülüğün zayıf olduğu ülkemizde köklü külüplerin geleneklerine verdiği önemi kavramımıza ket vuruyor. Taraftarlar totemlere değil geleneklere sarılmalı. Bu takıntıya kapılanları bunu inandırmak çok zor olsa da totem diye yapılan şeylerin futbola hiçbir etkisi yoktur. Alışkanlıkların ve tekrarların sürekli aynı sonuç vermesinin kaynağı kulüplerin gelenekleridir. Türkiye’deki futbol taraftarlarının kulüplerinin geleneklerine sarılmaları, gerçeğe sarılmaları gerekmektedir. Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Milan, Ajax gibi kulüpleri her geçen gün 2 katı büyüten kulüp geleneklerine ve kültürlerine olan yüksek bağlılıktır. Maç başında omuz omuza yapmak, en azından bir forma tipinin sabit olması, her sezon kadroda altyapıdan bir ismin rol alması, transfer edilen oyuncunun karşılanma şekli, transfer süreci esnasında izlenen tavır(Örneğin Real Madrid Arda’yı 17.5’a alabilecekken daha çok para vermesi Real Madrid’in diğer kulüplerle kurduğu saygın ilişkide imajı yükseltmek amaçlı yapılan bir geleneğe dayanır) kulüpleri büyüten, daha güçlü yapan geleneklerden bir demettir. İşin özeti futbol ikliminin daha iyiye gitmesi için akl-ı selim insanlar bu totem işlerine kendilerini fazla kaptıranları gerçeğe çağırmalı. Totem konusu bir inanışa dayanmadan şaka üzerinden döndüğünde tabii ki eğlenceli bir konu ama bu noktayı çoktan geçtik. Kulüpler de bu faydasız dili kullanmaktan uzaklaşıp kulüp geleneklerini güçlendirmeye yönelik politikalar izlemeliler…